Mevsimlerin Gözlerimize Etkileri

Gözlerimiz de cildimiz gibi çevre ile direkt teması nedeniyle, iklim değişimlerinden en fazla etkilenen organlarımızdandır.

Mevsimlerin gözlerimize etkisi üç önemli faktörün ortaya çıkma durumuna göre değişir.

Bu üç önemli faktör; allerjenler, güneşin ultraviyole ışınları, havadaki nem oranı ve rüzgardır

Alerjenler

En çok bahar nezlesine(vernal konjonktivit) neden olur. 
Genellikle çocuk ve gençlerde 6-14 yaş arası başlar.
Baharda oluşan polen tozları nedeniyle vücudun bağışıklık sisteminin aşırı cevap vermesi sonucu şikayetler başlar.
Sulanma,yanma ,kaşıntı, ışığa bakamama, gözkapağı altında ve konjonktivada kızarıklık ve pürtüklü oluşumlar ile kendini gösterir. 4-6 yıllık bir süre ile her yıl bahar aylarında başlayıp yazın ve sonbaharda devam eden belirtiler kışın azalır.
Korunmak için bahar nezlesi olduğu bilinen çocukların bahar aylarında kırlık ağaçlık yerlerde oynamasının engellenmesi, polenler gece sabaha karşı daha çok salındığından, yazın pencere açık uyunmaması, bol soğuk suyla gözlerin yıkanması, güneş gözlüğü kullanılması ,şikayetler fazla ise hekim tavsiyesi ile antialerjik göz damlaları kullanılması gerekir.

Diğer bir alerjik konkonktivit türü “atopik konjonktivit”tir.
Üst solunum yollarında alerjiye neden olan, polen, hayvan tüyü, toz gibi maddelere karşı oluşur, aniden göz kapaklarında sişme, konjonktivada ödem ,kızarıklık, aşırı sulanma, kaşıntı şeklinde ortaya çıkar. Her yaştaki alerjik bünyeli kişilerde görülebilir.

Bahar ve yaz aylarında polen, aşırı toz gibi nedenlerle atopik konjonktivit vakalarına daha çok rastlamaktayız. Korunma vernal konjonktivitle aynıdır. Mevsimsel olmayan alerjik konjonktivitler ise, iyi havalandırılmayan nemli ve rutubetli evlerde yaşayanlarda; ev tozu, küf mantarı , mayt gibi minik canlıların neden olduğu alerjik konjonktivitlerdir ve daha çok kış aylarında görülür. Korunmak için evlerin kışın da havalandırılması, temizliğin dikkatli yapılması, nemli bölgeler kalmamasına gayret edilmesi gerekmektedir.

Gözlerimizi etkileyen bir diğer faktör ise ultraviyole ışığıdır.

Enerji kaynağımız güneşin yolladığı ışınlar arasında ultraviyole ışınları canlılar için gerekli olmakla beraber, fazla miktarda maruz kalındığında zararlı olabilmektedir.
Bahar ve yaz aylarında güneş ışınları bölgemize daha dik olarak geldiğinden ultraviyole ışınlarına daha fazla maruz kalmaktayız.
Kışın da ışınlar karda yansıdığı için yazın olduğu gibi yoğun ultraviyoleye maruz kalınmaktadır. Kısa dalga boyuna sahip olan ultraviyole ışınları göz merceğini etkileyerek erken yaşta katarakta neden olabilir.
Ayrıca genetik mutasyonlara yol açarak tümör v.b bazı hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Retinaya ulaşarak asıl görme keskinliğimizi sağlayan makulada dejenerasyona sebep olurlar(SARI NOKTA Hastalığı).
Korunmak için bahar ve yaz aylarında ve kışın karda ultraviyole filtreli güneş gözlükleri kullanılmalıdır.

Havadaki nem oranı da gözümüzü etkiler.

Yazların kurak ve rüzgarlı geçtiği iklimlerde buharlaşma çok fazla olacağından kuru göz hastalarının şikayetlerinde artış olacaktır.
Benzer şekilde kışın kaloriferli veya klima ile ısınan evlerde yaşayanlarda kuru göz belirtileri artar. Kuru göz ile ilgili şikayetleri azaltmak için suni gözyaşı damlaları kullanmak, kaloriferin üzerine ıslak havlu koymak gibi tedbirler alınabilir.
Gözlerimiz hayatımızı devam ettirmemizde önemli rol alan organlarımızdan biridir.
Onların sağlıklı olması hayata daha sıkı tutunmamızı sağlayacaktır.

BİRİNCİ GÖZ HASTANESİ